Bilgilendirme

Son günlerde yazılı basında ve medyadaki haberlere konu olan Propofol ( Dormofol ) adlı ilaç kliniğimizde kullanılmamaktadır. ( 14 yıldır hiç kullanılmamıştır ) Endoskopik işlemlerimizde klasik Dormicum - Aldolan - Anexate kullanılmaktadır. ( 14.01.2020 )

Ülseratif Kolit

Ülseratif kolit, kalın bağırsakların iç yüzeyini döşeyen bölümün, çevresel faktörlerin etkisi ile iltihaplanması ile seyreden bir hastalıktır. Olguların yaklaşık % 95’inde kalın bağırsağın son kısmı olan rektum bölümünün tutulumu vardır.
Ülseratif kolit hastalığı sıklıkla makattan yukarıya doğru kalın bağırsak boyunca yayılır. Sıklıkla 15-40 yaş aralığında rastlanır, ancak olguların % 5’i ise 60 yaştan sonra ortaya çıkmaktadır.

Ülseratif kolit hastalığında ne şikayetler görülür?

Makattan kanama: Sık olarak kanlı ishal atakları, sümüksü de olabilir.
Sürekli ıkınma isteği (tenesmus)karın ağrısıkabızlıksafra yolu darlığı
Ateş (37.5o C’nin üzerinde)
Nabız yüksekliği (taşikardi)
Kilo kaybı
Sürekli devam eden halsizlik
Kramp şeklinde karın ağrısı
Bazen yaşlılarda kabızlık
Bağırsak dışı belirtiler: eklem iltihapları, ağızda aftlar, bazı göz hastalıkları, safra yolu darlığı (primer sklerozan kolanjit), böbrek taşları, toplar damar tıkanıklıkları

Hastalığın alevlenmesine neden olan ilaçlar var mıdır?

Ağrı kesici ilaçlar, aspirin, bazı antibiyotikler, doğum kontrol hapları hastalığın alevlenmesine neden olur. Olguların % 5-10’unun doktora ilk kez hastalığın şiddetli bir alevlenmesi ile başvurduğu bilinmektedir. Bu hasta grubunda tedaviye yanıt alınması durumunda, % 50’sine bir yıl içinde ve % 75’ine ise beş yıl içinde tekrar yeni bir atak ile cerrahi girişim gerektiği belirlenmiştir.

Ülseratif kolit teşhisi nasıl konulur?

Kolonoskopi
1. tetkikinde alınan biyopsilerin patolojik değerlendirilmesi ile kesin tanı konulur.
2. Kan tetkikleri
Kansızlık: Hb düzeyinin 10.5 g’ın altında olmasıdır, olguların % 35-75’inde mevcuttur.
Trombosit artışı
Sedimantasyon yüksekliği (30 mm/saat’ten fazla)
Albümin düşüklüğü
Potasyum düşüklüğü
Magnezyum düşüklüğü
Alkali fosfataz yüksekliği

Ülseratif kolit hastalığı nasıl sınıflandırılır?

Hastalık aktivitesinin şiddeti sıklıkla Montreal (Truelove- Witts kriterleri) sınıflamasına göre yapılmaktadır.
Remisyon (sakin dönem): günde 3-4 defadan az sayıda dışkılama
Hafif şiddette: günde en fazla 4 defa kansız veya kanlı dışkılama
Orta şiddette: günde en 4-6 defa kanlı dışkılama
Şiddetli: günde 6’dan fazla defa kanlı dışkılama

Ülseratif kolit hangi hastalıklar ile karışabilir?

Bağırsak kanseri
Rektum kanseri
İltihabi kolit
İskemik kolit
Radyasyon koliti
Lenfositik kolit

Ülseratif kolit tedavisinde hangi ilaçlar kullanılır?

5-ASA (mesalamin): 2.4-4.8 g/gün dozda ve sakin dönemdeki (remisyon) hastalığın idamesinde önemli bir ilaçtır. Tablet ve makata yakın rektum tutulumu olan tiplerde kullanılmak üzere lavman şekilleri mevcuttur.
Sulfasalazin: 4-6 g/gün olarak kullanılır ve hafif ile orta şiddetteki hastalıkta ve sakin dönemdeki (remisyon) hastalıkta etkilidir.
İnfliksimab: Tümör nekroz faktörü inhibitörüdür ve orta ve şiddetli düzeydeki ülseratif kolit vakalarında kullanılır.
Azatioprin: 2.5 mg/kg/gün verilir ve bağışıklık sistemi dengeleyicisidir.
Siklosporin: ameliyattan korunmak için önemlidir.
6-Merkaptopurin: 1.5 mg/kg/gün verilir, kortizon miktarını azaltan bir ilaçtır.
Siprofloksasin: bakterileri engelleyen antibiyotik
Metronidazol: oksijensiz (anaerob) ortamda etkili olan bakterileri yok etmeye yarayan bir antibiyotiktir.
Kortizon: Hafif ve orta şiddetteki olgularda, lavman şeklinde budesonide (2-8 mg/gün) ve hidrokortizon (100 mg/gün) kullanılır. Şiddetli olgularda ise, damardan (İV) 60mg/gün metilprednizolon veya hidrokortizon 400mg/gün olarak verilir.
Balsalazid: hafif ve orta şiddetteki hastalıkta etkilidir.
Dışkı nakli: Sağlıklı bir kişiden alınan dışkı örneğinin bir mikrofiltrasyon sisteminden geçirildikten sonra; lavman, kolonoskopi, tablet, burundan takılan mide sondası yolu ile bağırsak sorunu olan kişilere verilmesidir. Fekal mikrobiota transplantasyonu (FMT) olarak adlandırılan bu yöntem, ilk olarak yoğun antibiyotik kullanımı sonrasında bağırsaktaki yararlı bakterilerin azalması veya yok olması nedeni ile oluşan Clostridium difficile enfeksiyonunun (CDE) tedavisinde kullanılmıştır. CDE yoğun antibiyotik kullanımı sonrasında gelişen ishallerin % 15-25’inden sorumludur. Daha sonra ise huzursuz bağırsak sendromu (İBS) ve iltihabi bağırsak hastalığı tedavisinde kullanılmıştır. Bu tür tedaviler Gastroenteroloji Uzmanları tarafından gerçekleştirilmektedir. Henüz yeni sayılabilecek bir tedavi yöntemi olduğundan, uzun dönem sonuçları hakkında yeterli bilgi birikimi yoktur. Bu tedavi yöntemi ile, sarılık (hepatit), AİDS hastalığı (HİV) gibi virüslerin dışkı nakli yapılan kişiye iletimi konusunda çekinceler mevcuttur.