Risk Faktörleri
Belirtiler
Tanı
Laboratuvar tetkikleri: Serum bilirubinleri, alkalen fosfataz, karaciğer transaminazları ile CEA, CA 19-9 ve CA 125 gibi tümör belirteçleri yükselmiştir. İdrarda bilirubin pozitifliği mevcuttur.
Ultrasonografi: Hemen daima ilk başvurulacak inceleme yöntemidir. Pankreasta sert ya da kistik kitle varlığı, kitlenin boyutu, kitlenin diğer çevre yapılarla olan ilişkisi ve damarsal yapılara olan yakınlığı hakkında bilgi verir.
Bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans görüntüleme (MR): BT ağız ve damar yolu ile kontrast ilaç verilerek çekildiğinde pankreas tümörleri hakkında çok önemli bilgiler verir. Yaklaşık %95 ve üzerinde tanı koydurucu özelliği vardır. MR görüntüleme aynı şekilde tümörün ayırıcı tanısında önemlidir. Bu iki inceleme gerektiğinde birlikte kullanılarak hastaya verilecek ameliyat kararı için doğru sonuçlara ulaşılmasını ve tümörün evrelemesinin doğru yapılmasını sağlarlar.
Tedavi
Cerrahi Tedavi: Yapılan incelemelerde tümör ameliyatla çıkartılmaya uygunsa klasik olarak ‘Whipple ameliyatı’ uygulanmaktadır. Ayrıca tümör pankreasın gövde ve kuyruk kısmına yerleşmişse nispeten daha kolay rezeksiyon yöntemleri uygulanmaktadır. Tümörün cerrahi olarak çıkartılması bu hastalar için tek kür şansını oluşturmaktadır. Pankreas başı tümörlerinde, cerrahi olarak yalnızca pankreasın baş kısmını çıkartabilmek mümkün olamadığı için ameliyat daha karmaşık olmaktadır. Uygulanan Whipple ameliyatında; pankreasın başı ile birlikte, safra kesesi, ana safra kanalının bir kısmı, oniki parmak bağırsağı, midenin bir kısmı ve etraf lenf bezleri blok halinde çıkarılmaktadır.
Pankreas Kanserinin Cerrahi Tedavisi (Whipple Ameliyatı) Oldukça uzun süreli, çok çeşitli organların çıkartıldığı ve yeniden devamlılığın sağlandığı bu ameliyat sırasında veya kısa süre sonrasında hastanın ölüm (mortalite) veya kanama olması, sindirim sisteminin devamlılığını sağlamak için yapılan dikişlerden kaçak olması (fistül) gibi kötü durumlarla (morbidite) karşılaşılabilmektedir. Dünyada kabul edilen ölüm oranı %5 ve altındaki orandır. Yine ameliyat sonrasında ortaya çıkan komplikasyonlar için dünyada kabul edilen oran %15-20’dir. Ülkemiz şartlarında bu oranlar %5-10 mortalite ve %20-25 morbidite oranlarıdır.
Radyasyon Tedavisi: Radyoterapi de denir. Kanser hücrelerini öldürmek için yüksek enerjili ışınların kullanılmasını içermektedir. Radyasyon tedavisi, yanızca tedavi edilen alandaki hücreleri etkiler. Radyasyon bir makine aracılığı ile dışarıdan ışın verilmesi şeklindedir. Radyoterapi, özellikle tümörün yerleşimi ve büyüklüğü cerrahiyi zorlaştırıyor ise veya cerrahi uygulanamayan durumlarda cerrahinin yerine tek başına veya kemoterapi ile kombine kullanılmaktadır. Cerrahi öncesinde tümörü küçültmek için kemoterapi ile birlikte radyoterapi kombine kullanılabilir. Bazı durumlarda ameliyat sonrası nüksleri engellemek amacı ile radyoterapi verilebilir.
Kemoterapi: Kanser hücrelerini öldürmek için antikanser ilaçların kullanılmasıdır. Pankreas kanserlerinde ameliyat öncesi veya sonrası hastaların genel durumları dikkate alınarak kemoterapi denilen ilaç tedavisi uygulanabilir. Kemoterapi cerrahi öncesinde tümörü küçültmek için veya cerrahinin yerine primer tedavi olarak radyoterapi ile birlikte kullanılabilir. Yaygın ileri evre hastalıkta cerrahi ve radyoterapinin yeri yoktur. Bu grup hastalara kemoterapi uygulanması ile hastaların hayat kalitelerinin belirgin iyileştirilebildiği ve sağkalımlarında uzama olabileceği bildirilmiştir.